Bugün Yunan basını, Türkiye ile ilgili haberlerinde ilginç bir çeşitlilik sundu. Seyahat alışkanlıklarından Kıbrıs meselesine, İsrail-Türkiye gerginliğinden spor sahalarına kadar birçok farklı konuyu ele alıyor. Her ne kadar bazı haberlerde mizahi ve bilgi eksikliği çok belirgin olsa da, bazıları ise ilişkilerin derinliği ve karmaşıklığı üzerine düşünmeye sevk ediyor. Şimdi gelin, bu haberleri birlikte inceleyelim.
Yunan basını: Güney Avrupa’dan “coolcation” trendine yönelim
Yunanistan, Türkiye ve İspanya’nın her yıl milyonlarca turisti ağırladığı bir gerçek. Ancak Ta Nea gazetesine göre, son birkaç yıldır seyahat alışkanlıklarında bir değişim yaşanıyor. “Coolcation” (serin tatil) adını verdikleri bu yeni eğilime göre, Avrupalı turistler sıcaklardan kaçıp serin yerlere gitmeyi tercih ediyormuş. İngiltere’nin kuzeyi, İrlanda ve hatta Kanada gibi serin iklimlere sahip bölgeler popülerleşirken, güney Avrupa ülkeleri turizmden önemli bir pay kaybetme riskiyle karşı karşıya. Yunanistan ve Türkiye içinse ekonomik etkilerinin ne olacağı merak konusu. Eh, bu da bizim kaderimiz! Deniz, güneş, kum diyorduk; insanlar battaniye altında tatili tercih eder olmuş. Güneşi kısa süreliğine ödünç mü vermeli ne? Kaynak
Rangers taraftarlarından coğrafya dersi (!) kaçırılmış olabilir
Şimdi gelelim, yüzümüzde hafif bir tebessüm oluşturan başka bir habere; Rangers taraftarları, Şampiyonlar Ligi ikinci ön eleme turunda Panathinaikos ile eşleşmelerinin ardından, Panathinaikos’u Türkiye’den bir takım sanmışlar! Coğrafya bilgisi eksikliği mi, yoksa Celtic rekabetinden gelen bir artçı kriz mi, bilinmez… Ama bir taraftarın “Türkiye’de hayranlara cehennem gibi olur, oraya gitmeyin!” demesi ayrı bir ironi. Türkiye’nin her şeyden önce Panathinaikos’u transfer etmesi epey yaratıcı (!) bir senaryo olurdu. Tavsiyem: Google Maps bir tık uzağınızda! Kaynak
Kıbrıs meselesinde İsrail’den sert çıkış: “Kuzey Kıbrıs’ı işgal ettiniz”
İsrail-Türkiye arasındaki sözlü çatışmalara bir yenisi daha eklendi. İsrail Dışişleri Bakanı’nın, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ı Kıbrıs’ın kuzeyini “işgal etmekle” suçlayan açıklamaları Yunan basınında geniş yer buldu. Tabii ki bu haber Yunanistan’da büyük yankı bulmuş olsa da, bu konunun ne kadar taraflı bir dille işlendiği aşikar. Peki, bu suçlamaların arkasında ne var? Barış Harekatı sırasında bölgedeki Türklerin çiçek bahçelerinde keyifle yaşadıkları sırada mı harekat düzenlenmişti? Bu konuda tabii ki daha tarihsel bir bağlam gerektiği ortada. Kaynak
Yeni bir harita ve tansiyon: Türkiye’nin Ege adımı
Greek Reporter’da yer alan bir haber, Türkiye’nin Ege Denizi’nde yayımladığı yeni bir deniz haritasıyla ilgili. Atina’nın bir süre önce bir deniz parkı kurma planlarına “cevap” olarak değerlendirilen bu hareket, bölgede yeni bir diplomatik gerginliği tetikledi. Harita çizimleri savaşı mı başlıyor yoksa herkes kendi sularında yelken açmaya mı dönüş yapıyor? Tek söyleyebileceğim, haritalar bir gün müzelerde daha değerli birer sanat eserine dönüşebilir. Şaka bir yana, bu tür hamlelerin bölgedeki tansiyonu tetikleyeceği bir gerçek. Kaynak
Yunan Dışişleri Bakanı Gerapetritis’ten umut dozu düşük açıklamalar
Yunan Dışişleri Bakanı Gerapetritis, katıldığı bir etkinlikte Yunan-Türk ilişkilerine dair oldukça olgun bir değerlendirme yaptı. “Coğrafya değişmez ama zihniyet değişebilir” derken, bu zihniyet değişiminin zor olduğuna da dikkat çekti. Söyledikleri doğru, ancak iki ülke arasında yıllardır süregelen problemlerin ortasında böylesi “umutsuz” yorumlar ne kadar çözüm odaklı? Kendi adıma, biraz iyimserlik fena olmazdı diyebilirim. Neyse ki, coğrafyanın değişmeyeceği konusunda anlaşmışız! Kaynak
Bugün böyle; güleriz, ağlanacak halimize. Türkiye-Yunanistan ilişkileri karmaşık, ama bir o kadar da öğretici. İki kıyı arasında, coğrafi yakınlık kadar düşünsel uzaklık da var. Birlikte yaşamak zorundayız ve bu zorluklar akışı içinde, mizah bazen en etkili köprü olabilir.