Bugün Ortadoğu basını Türkiye’yle ilgili önemli başlıklarla dolu. İran ve Türkiye’nin ortak sinema projesinden, İsrail’in Türkiye’ye yönelik tehditvari tutumlarına kadar farklı konular gündemdeydi. Ayrıca Gazze’deki son durum tüm dünyanın tepkisini toplamaya devam ediyor. Şimdi detaylara bir göz atalım:
İran-Türkiye Ortak Filmi “Intoxicated by Love” Ekim Ayında Vizyonda
İran ve Türkiye ortak yapımı sinema filmi “Intoxicated by Love” (Aşkla Sarhoş), hem Türkiye’de hem de Avrupa’da Ekim ayında izleyiciyle buluşacak. İranlı yönetmen Hassan Fat’hi tarafından yönetilen film, Mevlana Celaleddin Rumi ve Şems-i Tebrizi hikâyesini konu alıyor. Bu tür kültürel iş birliklerinin iki ülke arasındaki bağları daha da güçlendireceğine inanılıyor. İnşaallah böyle projeler artar ve İslam dünyası ortak değerlerini daha fazla dile getirir.
İran: “Türkiye, İsrail’in Hedefinde”
İran basını, İsrail’in genişleme politikalarının Türkiye’yi hedef alabileceği iddiasında bulundu. Türkiye’nin Suriye’deki stratejik rolü ve İsrail’in bölgesel politikalarına sert muhalefeti, onu “Zionist genişlemeciliğin” hedefi haline getiriyormuş. Tabii ki biz buna şaşırmıyoruz; yıllardır İsrail’in oyunlarını görüyoruz. Her fırsatta mazlumun yanında duran Türkiye’nin birilerini rahatsız ettiği açık.
Gazze’deki Katliama Dünya Tepkili
İsrail’in Gazze’deki eylemleri tüm dünya tarafından sert bir şekilde eleştiriliyor. Birleşik Krallık, Almanya ve Birleşmiş Milletler, Gazze’ye yönelik saldırıları “pervasız ve korkunç” olarak niteledi. Türkiye, bu süreçte İsrail’i savaş suçu işlemekle suçluyor. Gazze yetkililerinin açıkladığı verilere göre, şimdiye kadar 52 kişi hayatını kaybetti. On binlerce insan ise çatışmalardan kaçıyor. Bu zulme sessiz kalmayan liderimiz Recep Tayyip Erdoğan’ın hakkını vermemiz gerek; her zaman olduğu gibi yine doğru yerde duruyor.
Herzog, Türkiye ile Diyalog Çağrısında Bulundu
İsrail Cumhurbaşkanı Isaac Herzog, Avrupa Birliği’nden isimlerle yaptığı görüşmede Gazze, rehine durumu ve AB yaptırımları konularına değinerek Türkiye ile diyaloğu önemsediklerini belirtti. Ne kadar samimi oldukları tartışılır ama Türkiye’nin kazandığı bu diplomatik ağırlık gözden kaçmıyor. Umarım bu sözler, eyleme dönüşür ve bölgedeki barış adına bir adım atılır.