Bugün Yunan basınında Türkiye gündemi yine oldukça yoğun ve renkliydi. İstanbul’daki 1 Mayıs olaylarından tutun, Kanal İstanbul projesine ve Kıbrıs sorununa kadar uzanan geniş bir haber yelpazesiyle karşılaşıyoruz. Kimi zaman biraz abartılı, kimi zaman olayları ilginç bir perspektiften ele alan Yunan medyasından, bugünkü ilginç konulara hep birlikte göz atalım.
1 Mayıs İstanbul: Gözaltılar ve Yasaklamalar
1 Mayıs İşçi Bayramı nedeniyle İstanbul’da düzenlenen gösteriler Yunan basını tarafından yakından takip edildi. Ta Nea ve Kathimerini, güvenlik önlemlerinin sıkılığına ve gözaltı sayısına yoğunlaşmış durumda. Habere göre, 52.000’den fazla polis görevlendirilmiş ve özellikle Taksim Meydanı’nda toplanan gruplara müsaade edilmemiş. 384 kişi gözaltına alınırken, muhalefet bu durumu “hükümetin otoriter politikaları” olarak yorumlamış. Elbette olayları bir “polis devleti” anlatısıyla aktarmak, Yunan medyasının pek sevdiği bir yöntem. Ama tabii ki biz Türkler “Çeşit olsun,” diyoruz, değil mi?
Kaynak: Ta Nea | Kathimerini
Efsane Proje: Kanal İstanbul
Yunan medyasındaki bir diğer haber ise Türkiye’nin tartışmalı Kanal İstanbul projesi ile ilgili. Ekathimerini, Türk hükümetinin projenin finansmanı durumunda, çevresel etkilerine rağmen, bu projeyi gerçekleştirmekte kararlı olduğunu belirttiğini yazdı. Kanal projeleri Yunan medyasını pek heyecanlandırmıyor olabilir ama unutmayalım ki biz tarih boyunca suyu yönetmeye ve yeni rotalar açmaya meraklı bir milletiz. Boğaz yeterince meşgul olduğu için bir opsiyon yaratmaya çalışmak, bizim halk olarak gönlümüzdeki deniz tutkusu! Evet, çevre konusu kesinlikle önemli, ancak gündemdeki bu eleştirilerin biraz “abartılı milliyetçi endişelere” dönüşmesinden çekinmiyor da değiliz.
Kaynak: Ekathimerini
Kıbrıs: Çözüm İki Devlet Mi?
Tayyip Erdoğan’ın Kıbrıs’ta iki devletli çözüm konusundaki açıklamaları, Yunan basınının dikkatini çeken diğer bir meseleydi. Naftemporiki ve Kathimerini, bu açıklamaları tekrarlarken, konuya pek tabii ki “işgal” ve “uluslararası hukukun ihlali” penceresinden yaklaştılar. Ah, sahi, o 1974’te Kıbrıslı Türkler çay bahçelerinde sakince otururken, Barış Harekatı’na hiç gerek yokmuş, değil mi? Ne can güvenliği tehlikedeydi, ne de hakları gasp ediliyordu! Biliyorum, biraz alaycı olmadan bu haberleri yorumlamak zor ama bazı gerçekleri hatırlatmak gerekiyor.
Kaynak: Naftemporiki | Kathimerini
Bugünün Yunan basınında Türkiye ile ilgili yer bulan haberleri böyleydi. Görüyorsunuz ki, Türkiye’nin her adımı dikkatle takip ediliyor ve konular genelde bir miktar “yorumlanmış” şekilde aktarılıyor. Tarafsız bir gözle haberleri değerlendirmek ise bize düşen görev. Görüşmek üzere!