Bugün Yunan basınında Türkiye’ye ilişkin dikkat çeken birkaç haber yer aldı. Gündem, hem Türkiye’nin iç politikasıyla ilgili değerlendirmeleri hem de Doğu Akdeniz’deki deniz yetki alanları ve Kıbrıs meselesine yönelik tartışmaları içeriyor. Yazının devamında, Yunan gazetelerinin konuyla ilgili yorumlarını ve aktardıkları detayları bulabileceksiniz. Tabii, bazı ifadeler yine klasik Yunan basını yaklaşımını gözler önüne seriyor.
Ta Nea: “Türkiye bir otokrasiye dönüşüyor” başlıklı röportajda, Londra Üniversitesi’nden Karabekir Akkoyunlu’nun değerlendirmeleri yer aldı. Akkoyunlu, Türkiye’deki demokratik gerilemeyi, Recep Tayyip Erdoğan’ın otoriter yönetim biçimini ve İstanbul Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun tutuklanmasını ele aldı. Ayrıca, gençlerin mevcut yönetimle ilgili memnuniyetsizliklerine de dikkat çekildi. Doğrudan Türkiye’nin ekonomik ve sosyal sorunlarından bahsedildiğinde elbette hassas bir analiz yapılmış. Ancak ne hikmetse, bu “Türkiye’yi kurtarma” çabasında her zaman bir “bizim dediğimiz olsun” tavrı kendini hissettiriyor.
Habere ulaşmak için tıklayın
Ta Nea: “Deniz yetki alanları, Türkiye, Suriye ve Kıbrıslı Türkler” başlıklı bir diğer haberdeyse, Doğu Akdeniz’deki deniz yetki alanlarının belirlenmesi ve Türkiye-Suriye iş birliği konusu ele alındı. Türkiye’nin “Mavi Vatan” doktrini üzerinden yaptığı hamleler analiz edildi ve bu bağlamda KKTC ile olan ilişkilerden bahsedildi. Tabii, “Mavi Vatan” konseptinden bahsedilirken Yunan basınının klasik “Türkiye’nin agresif politikası” temasını unutmaması dikkat çekiciydi. Neyse ki yazıda, Türkiye’nin Suriye ile deniz yetki alanlarını belirleme girişiminin hukuki bir dayanağı olduğundan bahsedilmiş; ama tabii bu, “Kıbrıs’ın haklarının çiğnenmesi” formatında sunulmuş. Hep aynı nakarat.
Habere ulaşmak için tıklayın
Genel itibariyle, Yunan basını bugün de “tarafsız yorumlarla” gündemi aydınlatmayı kendine görev edinmiş gibi görünüyor (!). Türkiye’nin iç ve dış politikaları, verilen yorumlarla Yunanistan’ın çıkarları doğrultusunda yorumlandığı gibi, bir yandan da Türkiye’deki her olumsuz gelişme abartılmaya devam ediyor. Şaşırdık mı? Tabii ki hayır.