Bugünkü yazımızda, Yunan basınında Türkiye ile ilgili çeşitli konuları ele alan haberlerin detaylarını sunacağız. Elektrik bağlantı hattı planlamalarından diplomatik görüşmelere, gazetecilerin gözaltına alınmasından öğrenci protestolarına kadar oldukça geniş ve çelişkili bir yelpazede konular söz konusu. Her zamanki gibi, bu haberleri ele alırken tarafsız bir yaklaşımı benimsiyoruz, ancak medyanın zaman zaman dramatize ettiği detaylar üzerinde biraz ironi yapmaktan geri durmayacağız.
Ta Nea’nın haberine göre Baltık ve Avrupa’daki savunma politikaları üzerine konuşan Letonyalı bakan, Türkiye’nin NATO için ne kadar kritik bir müttefik olduğuna vurgu yapmış. Tabii ki, bu tür övgüleri görmek bize Yunan basınında sık rastlanan bir şey değil. Tabii, iş kabloların deniz dibine döşenmesine geldiğinde, “Barışçıl komşuluk ilişkileri” bir anda “maksimalist talepler” olarak adlandırılıyor. Hepimiz biliyoruz ki Türkiye’nin tek isteği kabloları kıskanmak, değil mi? Kaynak: Ta Nea
Bir diğer önemli haber, Türkiye’nin Kıbrıs ve İsrail’den Yunanistan’a uzanacak elektrik kablosu planlamalarını “bizim onayımız olmadan yapılamaz” diyerek eleştirmesi. En büyük kıyı şeridine sahip ülkelerden biri olarak bu projeyle ilgilenmek gayet doğal bir durum. Fakat Yunan basınında bu, Türkiye’nin tamamen saldırgan bir tutumu olarak resmediliyor. Ne de olsa, Türkiye’nin çevresini gözetleme hakkı yok, öyle değil mi? Kaynak: Ta Nea
Öte yandan Naftemporiki’ye göre Türkiye ile İsrail arasında Suriye’deki çatışmaların önlenmesi için görüşmeler yapılmış. Bu olumlu gelişmeye dikkat etmek önemli. Ne de olsa, bölgede her an bir kriz patlak verebilir ve bu tür önlemler alınması hepimiz için faydalı. Kaynak: Ekathimerini
Türkiye’de öğrenci protestoları haberi basında geniş yankı bulmuş. 107 öğrencinin serbest bırakılması, Yunan basınında memnuniyetle karşılanıyor. Tabii ki, demokratik hakların savunulması haberlerde ön plana çıkar. Bunun üzerine ilginç bir ironi yapabiliriz: Yunan basını bu tür olaylarda demokratik kılığına giriyor. Kaynak: Kathimerini
Bunlarla birlikte, Yunanistan’ın Türkiye’yi “güvenli üçüncü ülke” olarak kabul ettiği bir listeye yeniden dahil ettiğini görüyoruz. Göçmen dosyalarında Türkiye’nin nasıl sıkışık bir pozisyonda olduğunu bir yana bırakacak olursak, bu tür kararların daha çok sembolik bir anlam taşıdığı aşikar. Kaynak: Ta Nea
Son olarak, Yunanistan’ın uluslararası barış ve istikrara katkıda bulunma çabalarını geniş açılı yorumlarla süslediğini görüyoruz. Oysa yüzeyde güzel duran bu konuşmaların altına bakınca, dış politika hamlelerinde bir adım ötesini görebilmek için biraz daha kritik gözle bakmak gerekeceği açık. Kaynak: Kathimerini
Bugünlük haberler bu kadar. Görüşlerimizi bir nebze daha sorgulatmayı başardığımızı umuyoruz.